Ömer Çapan


'ALLAH'IN AYI (RECEB) 'NDA 'ALLAH'IN ADAMI OLABİLMEK..!'

Merhum Şair ne güzel söylemiş; “Beden ölür, can çürür, cana bakın siz. / Kim kiminle yürür ona bakın siz. / Bırakın dönsün dönme dolaplar. / Hak’tan hakikatten yana bakın siz.”


   Aylar ayları kovaladı, günler günleri kovaladı ve yine zaman bizleri mübarek üç aylar olarak bildiğimiz ve özlemle beklediğimiz mübarek bir rahmet iklimine ulaştırdı. Bizi böylesine affı ve mağfireti bol olan mübarek bir zaman dilimine imanla ulaştıran Cenab-ı Allah’a sonsuz hamdu senalar olsun. Salatu selam önderimiz, seyyidimiz, kainatın efendisi, Allah’ın hem kulu hem de elçisi olan Muhammed Mustafa sav’in üzerine ehli beytinin, ashabının ve kıyamete kadar izinden giden ve cennette havzı kevser’de onunla buluşacak olan kıyamete kadar gelecek olan her devrin mü’minlerinin üzerine olsun. Nasıl ki insan hayatında gençlik her ömrün baharı ise ve kıymetlisi ise, Recep ayı ile başlayan Şa’ban ile devam eden ve Ramazan taçlanan mübarek üç aylar da senenin içindeki en kıymetli zaman dilimleridirler. İşte bizler bu sabah 25 Şubat 2020 itibariyle o mübarek zaman dilimini idrak ediyoruz elhamdülillah. Oruç tutan ve kardeşlerimiz var, Rabbim oruçlarımızı kabul eylesin. Oruç bu mübarek üç aylarda yapılacak en önemli ve Allah katında en kıymetli ibadettir. Özellikle de yanı başımızda açlıktan hayatını kaybeden insanların içinde bulunduğu durumu anlamak, hem de yüce Allah’ın bizlere sunduğu ikramların kıymetini anlayarak acziyetimizi ve zayıflığımızı idrak etmemiz için bizlere şuur kazandıracak ve böylece daha çok şükür etmemize vesile olacaktır diye düşünüyorum.

Receb demek, Allah’ı çok anmak demektir. Allah resulü sav: “Receb ayı Allah’ın ayı, Şaban ayı benim, Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır.” Buyurarak receb ayının faziletinin kaynağının Allah’a dayandığını, Allah’ın ayı olması hasebiyle hürmete layık olduğunu ifade etmektedir. O halde bu ay bize düşen Allah’ımızı razı edecek, rızasını kazandıracak amellere yönelmeliyiz. Esas yaratılışımızın amacı olan kulluk vazifemizdeki eksikliklerimizi gidermeli, Allah’ın emir ve yasaklarına harfiyyen uymaya çalışmalıyız. Bu ay Allah cc ile aramızdaki soğukluğu gidermek için çareler aramalıyız. Sevdiklerimizle, eşimizle, dostumuz veya arkadaşlarımız ile yakınlaşmak için nasıl bazı vesilelere sarılıyor, bazen demet çiçekle, bazen bir yemekle, bazen bir ziyaret ve içten bir tebessümle pişmanlığımızı belirtip özür diliyorsak, aynen sevdiklerimize yaptığımız gibi, hatta ondan daha samimi ve kuvvetli bir şekilde Rabbimize yönelmeli, pişmanlığımızı ifade ederek tevbe edip, yüce Allah’tan af dilemeliyiz.

Receb ayı Allah cc ile aramızdaki mesafeleri kaldırmak için gayret göstermeliyiz. Kur’an-ı Kerim’de bizlere şah damarımızdan yakın olduğunu belirten Allah cc ‘a bizlerde bu ay dilimizin ve kalbimizin zikriyle, elimizin zikriyle, fikrimizle, şükrümüzle, namaz, oruç, zekat ve sadakalarımızla, iyiliği emredip kötülüğü nehyeden davranışlarımızla, sabru sebatımızla, hasta ziyaretlerimizle, büyüklerimize karşı hürmet ve hizmetimizle, küçüklerimize karşı şefkat ve merhametimizle ve tüm mü’minlere karşı tevazu ve muhabbetimizle yakınlaşmaya çalışmalıyız, cennetin kapısını kendimiz ve sevdiklerimiz için bu mübarek aylarda aralamalıyız.

Bizleri Allah’tan uzaklaştıran, bizi oyalayarak Allah’tan uzaklaştıran; bağımız bahçemiz, aşımız işimiz, makam ve ünvanımız, malımız evladımız ne varsa bütün engelleri kaldırmalı, elimizin tersiyle itmeli, kendi özümüze, saf ve temiz fıtratımıza dönmeliyiz.

Allah cc aramızda açılan devasa mesafeleri ve oluşan çukurları kapatmalıyız. Bunun da yolunun Allah’a ibadetten geçtiğini unutmamalıyız. Allah resulü sav şöyle buyuruyor: “ Allah cc şöyle buyurdu: Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden bence daha sevimli hiçbir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilaveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (adeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum.” (Buhari, Rikak 38) Farz olan ibadetlerimizi özellikle de namazımızı asla ihmal etmemeliyiz. İhtiyaç sahiplerine zekat ve sadakalar vererek sadece dualarımızı değil, onlarla bizi aşırı dünyaya bağlayan ve ölüme karşı isteksiz kılan malımızı da paylaşmalıyız.

Kim kimin yanında, kim kimin tarafında durursa dursun, bizler bu aydan itibaren safımızı belirleyerek, Allah’ın tarafında, Kur’an ve Sünnetin yanında durduğumuzu iyiliklerimizle göstermeliyiz. Kim kime adamlık yaparsa yapsın, kim kimin adamı olursa olsun bizler Allah’ın adamı olduğumuzu ve ancak Allah’a kulluk yaptığımızı bu mübarek aylarda ibadetlerimizle ispatlamalıyız. Merhum Şair ne güzel söylemiş; “Beden ölür, can çürür, cana bakın siz. / Kim kiminle yürür ona bakın siz. / Bırakın dönsün dönme dolaplar. / Hak’tan hakikatten yana bakın siz.”

Şu mübarek üç aylarda kendimiz için günlük program yapmalıyız. Saatlerimizi telefonun veya televizyonun başında değil, seccadenin üzerinde veya Allah’ın kitabının başında geçirmeliyiz. Sosyal medyadan, sanal alemden gelecek mesajlara değil, gerçek olan baki alemden gelecek mesajlara ve haberlere odaklanmalı ve hayatımızı Kur’an’ın verdiği mesajlara uygun olarak yeniden şekillendirmeliyiz. “O zaman Kimin kitabı (amel defteri) sağ eline verilirse, artık o kolay bir hesapla hesaba çekilecek. Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. Ama kimin de kitabı (amel defteri) arka tarafından verilirse, (ölüp de kurtulmayı temenni ederek) helaki çağıracak ve alevli ateşe girecektir.” (İnşikak: 7-12) Bu mesajı defalarca okumalı, amel defterimizi sağdan alabilenlerden olmak için çalışmalıyız.

Bu mübarek aylarda bizlerle haramlar ve günahlar arasında kalkan ve set olacak, dilimizi gıybet, yalan ve iftiradan, gözümüzü haramdan, midemizi haram lokmadan, kalbimizi kibir, haset ve riyadan koruyacak, arındıracak bol zikirli ve istiğfarlı oruçlar tutmamız lazım.  

Bu ay gündemimizin en başına Allah’ı oturtmalı, Allah’ı anlatmalı, O’nu zikretmeli, O’ndan bahsetmeli ve bulunduğumuz her ortamda Allah’ı hatırlamalı ve hatırlatmalıyız. Ne mutlu hem sözüyle hem de sükutuyla Allah’ı hatırlatanlara…

Hepinizin rahmet ve mağfiret vesilesi olan üç aylarınızı tebrik ederken, yazıma Efendimiz sav ‘in duasıyla mübarek ayların gelişiyle yaptığı dua ile son vermek istiyorum; “Allah’ım! Receb ve şaban aylarını bizlere mübarek eyle. Ve bizleri Ramazan ayına ulaştır.”

Amin... Selam ve dua ile…