Ömer Çapan


FAİZ ZULÜM'DÜR..!

“Helal olan bir lira haram olan beş liradan büyüktür.”


           Toplumda birlik ve beraberliği bozan, insanlar arasında uçurumlara varan derin çatlaklar oluşturan, yuvaları dağıtan, kadınların dul, çocukların yetim ve öksüz kalmasına sebep olan, haksız kazancın en tehlikelisi ve şerlisi olan Faiz (Riba) toplumda hızla yayılmakta ve maalesef sıradanlaşmaktadır. Faiz, ticari ve ekonomik bir hayatın önemli bir parçası, sanki olmazsa olmazıymış gibi bakılmakta, küresel emperyalizmin yönlendirdiği medya aracılığıyla toplumda böyle yanlış bir algı oluşturulmuş durumdadır.

 

Oysa faiz zulümdür, Faiz daha tüyü bitmemiş yetimin, öksüzün, dul’un yaşlının ve engellinin hakkıdır. Faiz toplumun bünyesine yapisan bir mikroptur. Bu mikrop bulaştığı bünyenin yapısını ne kadar güçlü olursa olsun en sonunda zayıflatır, bozar, çökertir ve yıkımına sebep olur. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisi şerif’inde; “İnsanı helâke (felakete) götüren yedi büyük günahtan sakının.” buyuruyor. Felakete götüren yedi büyük günahtan biri de hepinizin malumu faiz ‘dir. Faiz insanı helâke, felakete götürdüğü gibi yaygınlaştığı toplumları da felakete sürükler. 

 

            Nasıl mı..? 

 

  • Emek vermeden ve zahmete girmeden kolay yolda para kazanmayı teşvik edip, toplumda üretimi durdurarak,
  • Tembelliği toplumda özellikle hayatlarının en verimli dönemini yaşayan gençler arasında yayarak,
  • Toplumdaki sınıflar arasında ekonomik yönden uçuruma varan farklar oluşturarak,
  • Zengini daha zengin, fakiri daha fakir kılarak, böylece toplumda kin ve düşmanlık duygularını kabartarak,
  • Merhametsizliği ve karşılıksız iyilik yapma duygusunu, sözüm ona ‘enayilik’ gibi algılatarak.
  • Çağdaş tefeciliğin farklı bir versiyonu olan bankacılık ve bankalar vasıtasıyla  daha fazla para kazandırmak adına insanları kandırarak emeği sömürerek,
  • İnsanları bankalara aşırı ve uzun süreli borçlandırıp böylece emperyalizmin/Kapitalizmin bir kölesi olmalarını sağlayarak toplumu ve toplumun temelini oluşturan bireylerin felakete sürüklenmesine sebep olmaktadır.

 

Faiz mikrobunun kaynağı Yahudiler/Siyonistler’dir. Tarih boyunca Yahudiler, birlikte yaşadıkları toplumların emeklerini faiz yoluyla sömürerek, hem servetlerini almış, hem de maddi ve manevi sömürüp borçlandırarak kendilerine köle haline getirmişlerdir. Bu sömürü çarkını günümüzde de IMF ve Dünya Bankası gibi Uluslarası kuruluşlar vasıtasıyla devam ettirmektedir.

 

Faize bulaşan her müslüman, bilmeli ki yaptığı ile Siyonistlerin tuzağına düşmüştür. Faizle elde edeceği servetin ne kendisine ne de ailesine bir fayda ve hayır getirmeyeceğini bilmeli, ayrıca dünya ve ahiret pişmanlığa sebep olacağını unutmamalıdır. Çünkü Cenabı Allah cc “Faiz yiyenler kıyamet günü kabirlerinden başka türlü değil, ancak şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkacaklardır. Bunun sebebi alışveriş ‘te tıpkı faiz gibidir demeleridir. Halbuki Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır.” (Bakara: 275)

 

“Eğer faizcilikten vazgeçmezseniz, artık Allah ve Resulü’ne karşı savaş açtığınızı, onlarında size savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere anaparanız sizindir.” (Bakara:279)

 

Bilmeliyiz ki, Ayeti kerime’nin de ifadesiyle Allah ve Resulü'ne savaş açanların dünya ve ahirette iki yakaları biraraya gelmez. Bu savaşı kişi baştan kaybetmiştir. Faizle servet sahibi olanlar asla o çok istedikleri sağlıklı ve huzurlu bir hayata ulaşamayacaklardır. Çünkü dünya’yı ve içindekilerin tümünü yaratan Allah CC huzurlu bir hayatin kurallarını ve bu hayatın yol haritasını (helal ve haramları/Emir ve yasakları) bizlere Kur’an'ı Kerim'de bildirmiştir. 

 

Son zamanlarda hepimizin bizzat şahit olduğu yaşanan savaşlara, onbinlerce insanımızın ölümüne ve yüzbinlercesinin yaralanmasına sebep asrın felaketi diye tabir edilen depremlere, salgınlara ve sel felaketine rağmen toplumda aşırı servet heveslisi olan, parayı taparcasına seven ve dünya da ebedi kalacağını zannederek buna göre planlar yapan bazı Müslüman isimli ve müslüman kılıklı vatandaşlarımızın ellerinde avuçlarında ne varsa, hatta oturdukları evlerini, arazilerini satarak elde ettikleri parayı faiz oranları yükseldi diye bankalara yatırıp buralardan elde ettikleri haram para ile hayatlarını devam ettirdiklerini ve çoluk çocuklarına yedirdiklerini duyuyoruz ve çok üzülüyoruz. 

 

Faiz oranları % 42,5 ‘a yükselince sanki helal olmuşçasına, beş vakit namaz kılan, evine işyerine ayet asan, dükkanını besmele açan, her cuma cuma tebriği paylasan, hacı amcanın oğlu veya filan teyzenin kızı olan müslümanlar doğruca bankaların yolunu tuttular. 

 

Ne oldu ki bunlara, yoksa birilerine yeni bir ayet mi vahiy mi geldi?!!! Yoksa Kur’an'ı Kerim'de başka bir ayet vardı da faizin serbest olduğunu söyleyen biz mi görmedik demekten kendimi alamıyorum.!

 

Bizde zannediyorduk ki, müslümanlar sırf faiz Allah'ın emriyle haram olduğu için faiz yemiyorlar. Meğerse faiz oranları düşük olduğu için faiz yapmıyorlar. Ticarette daha çok kazandıkları için bankalara para yatırmamışlar.! Oysa düşüncelerimde yanılmayı ne kadar çok istiyorum.

 

Tabi ki tüm müslümanları kastetmiyorum ama bu hızda faiz toplumda yaygınlaşmaya devam ederse dindarı dinsizi, yaşlısı genci, kadını erkeği hepimizi felakete götürür. 

 

Unutulmamalıdır ki! bizler dünyaya ne zengin olup servet sahibi olmaya, ne de makam sahibi olup itibar ve şöhret kazanmaya gelmedik. Bizler sadece ama sadece Allah'a kulluk etmek, kulluğumuzun gereği olarak Allah'ın emirlerine itaat edip, yasaklarından da kaçınmak için gönderildik. Aksi takdirde Allah'ın gazabından ve cehennem ateşinden ne mal ve makam, ne de soy ve evlat koruyabilir. 

 

“Helal olan bir lira haram olan beş liradan büyüktür.”

 

Selam ve duâ ile…