Ömer Çapan


İKİNCİ BİR FIRSAT - İKİNCİ BİR HAYAT

Hiçbirimiz aldığımız nefesi bir daha vereceğimizden gözlerimizi kapatınca bir daha açabileceğimizden emin değildik ve kimseden kimseye hiçbir faydanın gelmeyeceğini, sahip olduğumuz malın, mülkün, makamın, oturduğumuz trilyonluk dairelerin Allah'tan gelebilecek hiçbir zararı önleyemeyeceğini...


İKİNCİ BİR FIRSAT - İKİNCİ BİR HAYAT 

 

Her birimiz şu anda ikinci bir hayat yaşıyoruz 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve daha şimdilik 40 bin'den fazla insanımızın şehit olmasını yüz binden fazla insanın da yaralanmasına sebep olan yüzyılın felaketi diye adlandırılan depremin sadece sarsıntılarını yaşamış olan birileri olarak ne demek istediğimi sanırım anlamışsınızdır. 6 Şubat gecesi yani deprem anında Her birimiz sabaha çıkabileceğimizi, hayatta kalacağımızı düşünemiyorduk yerler o kadar şiddetle ve hışımla sarsılıyordu ki üzerindeki hiçbir şeyi sağlam bırakmayacak diye düşündük. Öyle bir anda yakalanmıştık ki teheccüd vakti uykunun en tatlı ve derin anında. Ve o vaktin diğer bir özelliği de duaların kabul edildiği saat… 

 

Hiçbirimiz aldığımız nefesi bir daha vereceğimizden gözlerimizi kapatınca bir daha açabileceğimizden emin değildik ve kimseden kimseye hiçbir faydanın gelmeyeceğini, sahip olduğumuz malın, mülkün, makamın, oturduğumuz trilyonluk dairelerin Allah'tan gelebilecek hiçbir zararı önleyemeyeceğini ve dara girdiğimizde hiçbir işe yaramadığını iliklerimize kadar hissederek, Allah'ın kuvvet ve kudreti karşısında acizliğimizin ve bir o kadar da eksikliklerimizin, hatalarımızın ve günahlarımızın farkına varıp bütün samimiyetimizle alemlerin rabbi olan Allah'a seslendik, sığınabileceğimiz en güvenilir liman olarak O'na sığındık. Gecenin zifiri karanlık anında, yeryüzü dalgalı bir deniz misali dalagalanırken bir yandan kelime-i şehadetler getirdik son nefesimizi gereği gibi yaşamadığımız Allah'a imanla vermek için, bir yandan günahlarımızdan tövbeler ettik, diğer yandan da kalbimizin derinliklerinden bir şans daha, son bir fırsat daha istedik Rabbimizden. Özellikle üzerimizdeki kul haklarını ödemek için, yapmadığımız, yapamadığımız kulluk görevlerimizi yerine getirmek için. O an söz verdik Allah'ın emirlerine itaat edip yasaklarından da sakınmak için. Ölümün kıyısına geldiğimiz ve Azrail Aleyhisselam'ın nefesini ensemizde hissettiğimiz korkuyla ve ümitle karışık ihlasla yaptığımız; "Yarabbi! ne olur bana bir şans daha ver bir fırsat daha tanı gaflet uykusundan uyanıp kendimi sana affettirmem için yanlışlarımı düzeltmem ve eksikliklerimi gidermem için" dedik.

 

Allah Celle celalühü o gece dar vakitte yaptığımız dualarımıza icabet etti ve bizlere hiç kimseye tanımadığı bir fırsatı, şansı bize sundu ikinci bir hayat verdi bizlere. Depremde vefat eden on binlerce kardeşimiz bizim kadar şanslı değildi ve bizler de bir daha böyle bir fırsata kavuşamayabiliriz. Ve şunu da unutmayalım ki eğer binalarımızın enkazı altında kalmadıysak bu bizim seçkin ve imtiyazlı oluşumuzdan rengimizden, dilimizden ve ırkımızdan dolayı hiç değil, sadece Allah'ın bize olan rahmet ve merhametindendir. Bu yüzden Rabbimize o gece söz verdiğimiz gibi kulluk vazifemizi can boğaza gelmeden önce yapalım. Allah'ın emirlerine itaat edip yasaklarından kaçınalım. Eksiklerimizi yanlışlarımızı düzeltelim. Kırdığımız kalpleri onaralım, yediğimiz haltları temizleyelim, paranın pulun fayda etmediği gün gelmeden önce üzerimizdeki kul haklarını ödeyelim faizden kamu malından -ki yetim malıdır- ateşten kaçtığımız gibi kaçalım. İyiliklerimizi ve hayırlarımızı çoğaltalım mal biriktirmede değil iyilik ve takvada yarışalım. Bize verilen elimizdeki son fırsatı kaçırmayalım.

Tekrardan Depremde vefat eden tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Rabbim bizlere bir daha böyle felaket ve acılar yaşatmasın inşaallah. 

 

Selam ve dua ile…