Ömer Çapan


MİLLİ PİYANGO MU, MİLLİ FELAKET Mİ...

“Ey iman edenler! içki, kumar, Dikili taşlar, fal okları, şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz Şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (Maide: 90-91)


        Toplumun algılarıyla oynanarak yıllardan beridir Milli piyango sanki bir şansmış talihmiş ve bu bileti almak şansa talip olmakmış ve yine Milli piyango çekilişini kazanan kişi çok şanslı biriymiş gibi gösteriliyor ya.

 

      Peki işin gerçeği öyle mi yani piyango çekilişini kazanan gerçekten talihli mi yoksa talihsiz mi ona bir bakmak lazım…

 

         Bir kere Müslüman bir birey olarak adı ne olursa olsun ister milli ister gayri milli olsun her türlü şans oyunları da dahil kur'an-ı Kerim'in ayetleri ile haramdır. “Ey iman edenler! içki, kumar, Dikili taşlar, fal okları, şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz Şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (Maide: 90-91) 

 

          Allah'ın haram kıldığı ve kaçınmamızı emrettiği bir şeyden bize bir hayır gelmez ve onun içinde haramlardan uzak durmak imanımızın gereğidir. Allah'a verdiğimiz sözün gereğidir. Çünkü bizler müslüman olmakla Allah'a olan teslimiyetimizi ifade ediyoruz. Emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmakla da müslümanlığımızın gereğini yerine getiriyoruz ve getirmeliyiz. Yoksa başka türlü yani adımızın Müslüman olması anne babamızın Müslüman olması şeyh veya hoca çocuğu/torunu olmamız tek başına bize ne bu dünyada ne de ahirette huzurlu bir hayat yaşamamızın vesilesi olmayacaktır. Bizi hesap vermekten kurtarmayacaktır. Allah Rasulu sav, ciğerparesi olan Hz. Fatıma (radiyallahu anha) annemize bile: “Ey Fatıma, kızım! Sakın ha benim babam Peygamber’dir deyip bana güvenerek, salih ameli terk etme. Yoksa ahirette ben dahi seni kurtaramam” demiştir. 

 

        Yanlış anlaşılmamak adına bir açıklama yapmak istiyorum. Huzurlu bir hayat ile varlıklı, ünvanlı, şaşaâlı bir hayat çok farklı şeylerdir. Kişi çok varlıklı, lüks bir hayat yaşayabilir, görsel olarak renkli bir hayat da yaşayabilir. Ancak Eğer hayatında İslam yoksa ve İslam'ın gereği yapılmıyorsa onun hayatında huzur olmayacaktır. İslam bizlere ilk geldiği günden asla varlıklı/zengin bir hayat vaat etmedi eğer öyle olsaydı Allah resulü sallallahu aleyhi ve sellem krallar gibi yaşardı. Karun'un servetinin anahtarları ona teslim edilirdi, ama o bir çoban gibi sade ve mütevâzı bir hayat yaşadı. Ancak İslam bizlere dünya’da huzurlu bir hayat ve ebedi ahiret hayatını vâdetti. Allah Rasulu sav ve beraberindeki iman edenler huzuru ve ebedi saadeti seçti. Bu yüzden Resulullah sav ve ashabın yaşadığı zaman dilimine “Asrı Saadet” (Saadet çağı) dendi. Üzerinden ondört geçmesine rağmen insanlık hala o çağın erdemlerinin ve mutluluğunun özlemi içerisindedir. Bilinmelidir ki, bizim içinde, tüm insanlık için de huzur verecek tek din İslam'dır. İslam’sız huzuru aramak beyhude bir çabadır.

 

           Milli piyango çekilişine bir başka açıdan, kazananlar! açısından bakacak olursak,  kazandıkları piyango ikramiyesi acaba hayatlarını nasıl etkilemiştir. Gerçekten umutla bekledikleri, mutluluğu, huzuru onlara getirmiş mi? Yoksa huzurlarını mı bozmuştur ona da bakmamız lazım…

 

         Sadece bir iki örnek verecek olursak; 1979 yılında 100 bin lira, 1982 yılında ise 30 milyon liralık büyük ikramiye kazanan şahıs, sadece birkaç yıl sonra Milli Piyango ikramiyesinden elde ettiği büyük serveti gayr-ı meşru yollarla tüketmiş, daha önce yaptığı ayakkabı boyacılığı mesleğine geri dönmüştür. Keşke sadece tükettiği serveti olsaydı! Eşinden boşanmış, çocuklarını kendisinden uzaklaşmasına sebep olmuş, toplumda İzzet ve şerefini tüketmiş, etrafında seveni kalmayınca 2014 yılında sığındığı bir akrabasının evinde ölü bulunmuştur. 

 

       Milli Piyango’dan ikramiye kazanan bir başka talihli! önce çok lüks yaşadığını, sonra para ile yaptığı ticaretin kötü gittiğini ve iflas ettiğini, en son karısı ve çocukları tarafından terkedilince huzurevine sığındığını anlatıyor. 

 

Anlaşılan Milli Piyango ikramiyesi kazananların tarihi “Felaket tarihi” gibi… Başka bir talihli/talihsizin sözü; “kazandığım ikramiye parasının bana hiçbir faydası olmadı. Hatta benim felaketime, yuvamın yıkılmasına ve sevdiklerimi kaybetmeme sebep oldu.” 

 

        Bütün bu yaşanan örneklerden anlıyoruz ki, Milli Piyango bileti alarak para kazananlar, birilerine göre talihli/şanslı olarak adlandırılsa da, aksine bu kimseler talihsiz ve şanssızdırlar. Çünkü büyüklerin ifadesi ile Haramın temeli yoktur.” Temeli olmayan bir yere ev yapılmaz, mutlu bir yuva da kurulmaz. 

 

       İsminin önüne her ne kadar Milli kelimesi getirilerek, topluma şirin gösterilmeye çalışılan “Milli Piyango” ismiyle toplumu tembelliğe iten, 7’den 70 ‘e toplumun umutlarını çalan, gençlere kolay ve zahmetsiz para kazanmaya teşvik eden, toplumu kumara iten Milli Piyango denilen illet/kumar, hem fertler için, hem de yaygınlaştığı toplumlar için “Milli bir felaket” tir. 

 

      Çünkü temel kaide “Haram da huzur arayana huzur haram olur.” demiştir büyüklerimiz. Ayrıca Üstad Bediüzzaman hazretlerinin ifadesiyle “Helal keyfe kâfi’dir.” 

Selam ve duâ ile…