Ömer Çapan


ÜÇ AYLAR ÜZERİNE (1)

Allah'a rağbet edene, yönelene Allah da rağbet eder ve yönelir. “Beni zikredin ki ben de sizi anayım.” buyuruyor âyeti kerime'de Cenabı Allah cc.


      Adına üç aylar denilen kutlu bir zaman dilimine yeniden ulaştık Elhamdülillah. Bizleri bugüne ulaştıran ve bizlere sayısız rızıklar veren Allah’a sonsuz hamdü senalar olsun. Salatu selam efendiler efendisi, iyilik yolunun öncüsü Muhammed Mustafa sav ‘in ve kıyamete kadar, o kutlu nebinin izini takip eden müminlerin üzerine olsun. 

 

       Müslümanlar üç aylarda dünyevileşmekten uzaklaşarak özüne dönmeli, uhrevileşmeli. Rağbetini dünyadan ahirete yöneltmelidir. Yönünü birazda dünyadan ahirete çevirmeli. Dünya makamlarından ahiret makamlarına kulluk makamına yönünü çevirmeli. Dünya malından uzaklaşıp ahiret azığına yönelmeli. Cenabı Allah Celle celalühü üç ayların ilk cuma gecesi ve ilk kandiline Regaip gecesi dedi ki böylece Allah'ın kulları, nefislerine ve şeytana rağbet etmesin. Allah'a ve onun resulüne rağbet etsin. Allah'a rağbet edene, yönelene Allah da rağbet eder ve yönelir. “Beni zikredin ki ben de sizi anayım.” diyor ayeti kerimede Allah cc. Kutsi hadiste de Rabbimiz: “Kulum bana bir adım gelirse ben ona on adım giderim. Kulum bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim.” buyuruyor. Yeryüzünde insanoğlu için bundan daha büyük bir şeref mi var?  Öyleyse Rabbimize doğru yürümek için, hatta koşmak için daha ne duruyoruz… Bu andan itibaren yönümüzü ve yüzümüzü bizden hiçbir zaman yüz çevirmeyen ve sürekli bizi iyiliğe, kurtuluşa, bağışlanmaya ve cennete davet eden Allah'a doğru koşalım…

 

       Zaten biz istesek de istemesek de bu peşinden koştuğumuz, tutkuyla sarıldığımız, hırsla peşinden koştuğumuz makamlar, mevkiler, servetler, geleceğe dair ölmemesine planlar kurduğumuz dünya bizi terk edecek, sonra da bizi yalnızlık evine, kabir karanlığına tek başımıza bizleri itecektir. Önemli olan dünya bizleri terk etmeden önce bizim dünyayı terk edebilmemizdir. Dünyayı tek gaye edinmeden, dünyayı ve sahip olduğumuz malımız, canımız, işimiz, eşimiz, evladımız, ticaretimiz, ünvanımız ve benzeri tüm varlığımızı Allah'ın rızasını ve ahireti kazanmak için bir araç olarak kullanabilmemizdir. işte böyle üç aylar gibi mübarek gün ve geceler, adeta uyarı levhaları gibi kendimize gelmeye, dünyanın geçici olduğunu anlamaya, yaratılış gayemizi yeniden hatırlamaya ve yaşantımızı gözden geçirmeye bir vesiledir.

 

       Eğer ölenlerin hep başkası olacağını düşünüyorsak yanılıyoruz. Bir gün er veya geç gelmez sandığımız ecel, bizim de kapımızı çalacaktır. Çünkü “Her nefis ölümü muhakkak tadacaktır.” buyuruyor Yüce Rabbimiz. Hesabını Allah'a ve ölüm gerçeğinin varlığına göre yapanlar her zaman kazançlı çıkarlar, ama dünyaya ve onun aldatıcı metâ’ına, servetine, makamına ve zevklerine göre yapanlar her zaman kaybetmeye mahkumdurlar. Çünkü Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Kişi öldüğü zaman onu arkasından üç şeyi takip eder. Bunlar; Ailesi malı ve amelleridir bunlardan ikisi geriye döner biri kendisi ile beraber kalır kişinin ailesi ve malı geriye döner, ameli kendisi ile kalır.” O yüzden bu ay mübarek Recep ayında aklımızı başımıza almalı. Bize faydası dokunmayacak ve bizi terk edecek olan fanilerin hatırı için ahiretimizi kaybettirecek ve Allah'ın huzurunda yüzümüzü kara çıkaracak günahlar işlemekten kaçınmalıyız.

 

Selam ve duâ ile…