Ömer Çapan


YAŞAYAN MÜSLÜMAN BABALARA İTHÂF OLUNUR..!

"O gün kişi, kardeşinden annesinden babasından eşinden ve oğullarından/çocuklarından kaçacaktır. O gün onlardan her bir kişinin kendisine yetecek kadar derdi vardır."(Abesle: 35-37)


 

     Babalığın kalabalığın tamamen biyolojik bir bakışla değerlendirildiği bir dönemde babalar gününde çocuklarımızın bize göstereceği bir tebessüm, iki çift güzel söz veya küçük bir hediye bizi sevindirip mutlu edebilir amma…  Müslüman için işin perde arkası var. Veya başka bir deyimle mutluluk öyle kolay değil. Zaten babalar günü sebebiyle gösterilen ilgi ve gülücüklerin de daimi olmadığını sizde çok iyi biliyorsunuz. Durum; iki saatlik TV filmlerinde verilen 5 (beş) dakikalık reklam arası gibi, yapay ve geçici. Haftalarca ve aylarca ihmal sonra babalar Günü küçük bir hediye al bir anda her şey toz pembe…Keşke hayat hep böyle yaşansa ve mutluluk bu kadar yakın olsa.. Keşke sözüm ona babalar günü'nde gösterilen ilgi ve yakınlık dâim olsa… Ama işin hakikati öyle değil..!

 

       Başta kendim olmak üzere sözüm Allah'ın kendilerine evlat bahşettiği tüm babalara: bugün çocuklarınızın torunlarınızın sizin yüzünüze güldüklerine bakmayın, mutluluk pozlarına, gülüşlerine sakın aldanmayın. Çünkü günü gelince sizleri arayacak peşinize düşecek, bulduğu yerde de evlatlarınız yakanıza yapışacak ve sizden hesap soracak hem de hiç acımadan çekinmeden hakkını isteyecek. 

 

       Cenabı Allah bu hususu yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bizlere şöyle haber veriyor: "O gün kişi, kardeşinden annesinden babasından eşinden ve oğullarından/çocuklarından kaçacaktır. O gün onlardan her bir kişinin kendisine yetecek kadar derdi vardır."(Abesle: 35-37)

 

      Evet evlatlar onu arayacak ama babalar kaçacak diyor Kur'an. Çünkü evlatlarına görünmek istemeyecek bilecek ki yetiştirmekle sorumlu oldukları evlatları onu gördükleri an yakalayıp, yakasından tutacak: 

 

  • Söyle bakalım ey baba! Bana neden Allah'ı ve onun emirlerini anlatmadın? 
  • Bana hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetini anlatmadın.
  • Okula gitmeme, ders çalışmaya zorladığın halde, İslam'ı yaşamam için neden beni zorlamadın?
  • Allah'ın emri olan beş vakit namazı neden bana öğretip bana emretmedin? Kılmadığım zaman neden beni uyarmadın?
  • Allah'ın iffetimi korumam için istediği örtünme emrini neden bana sevdirip, öğretmedin?
  • Tatillerde veya mevsim sıcaklığı bahanesiyle, soyunurken, neden bana cehennem ateşinden ve mahşerin dehşetinden bahsetmedim?
  • Neden okuldaki sınavlarımla ilgilendiğiniz kadar, ahiret/kulluk sınavımla ilgilenmedim?
  • Neden bana Allah'ın kitabı Kur'an'ı sevdirip, öğretmedin?
  • Neden bizlere haram lokma yedirdim? Kazancının heladen mi haramdan mı olduğunu umursamadın?

 

      İşte böylece neden ve niçinler uzayıp gidecek kıran kırana bir çekişme yaşanacak. Kadınlar ve çocuklar evin reisi olan babalara: "- Senin ihmallerin ve duyarsızlığın yüzünden bugün cehennem azabına maruz kaldık, senin yüzünden cehennemliklerden olduk" deyip Bugün 'babalar günü' sebebiyle yüzünüze gülen eşiniz ve çocuklarınız, yarın mahşer günü, sorumluluğunuzun gereğini yapmaz, evlatlarınızı cehennemden kurtaracak tedbirleri almazsanız sizin en büyük hasmınız olacaklardır. Bundan emin olabilirsiniz. Şimdiye kadar söylediklerimiz görevini yapmayanlara. 

     Sorumluluğunun bilincinde olan ve evlatlarının iki cihan saadeti için çalışan babalar için ise aynı sure'de Cenabı Allah şöyle buyuruyor: "O gün bir takım yüzler parlaktır, güleç ve sevimlidir." ( Abesle süresi) 

 

    Çünkü onlarda babalık görevini yapmış olmanın verdiği rahatlık ve mutluluk vardır. 

    Ne mutlu görevini hakkıyla yapan ve mahşerde yüzleri aydınlık ve güleç olan o babalara… 

    Ne mutlu orijinal babalara…

    Ne mutlu o babaların evlatlarına… 

 

     Selam ve duâ ile…