Dr. Günaydın, DEHB'nin dikkat dağınıklığı, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile kendini gösteren bir nörogelişimsel bozukluk olduğunu belirtti.
DEHB tanısının konulabilmesi için belirtilerin birden fazla ortamda, örneğin hem evde hem de okulda gözlemlenmesi gerektiğini ifade eden Dr. Günaydın, “En sık rastladığımız belirtiler arasında dikkatin kolayca dağılması, uzun süre oturmakta zorlanma, eşyalarını sık kaybetme, yönergeleri unutma ve sabırsızlık gibi davranışlar yer almaktadır” dedi.
Olumlu Yaklaşım Daha Etkili
Ailelerin çocuklarına yaklaşım biçimlerinin tedavi sürecinde büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Günaydın, ceza yerine olumlu davranışların pekiştirilmesinin çok daha etkili sonuçlar verdiğini söyledi. Sözlü övgü, puan sistemi, çıkartmalar ve küçük ödüllerin çocukların motivasyonunu artırabileceğini ifade eden Günaydın, günlük rutinin önemine de dikkat çekti.
“Yemek, ders, oyun ve uyku saatlerinin düzenli olması, çocuğun içsel düzenine katkı sağlar. Ödev yapılacak ortamın sade ve dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak olması da oldukça önemlidir. Ayrıca sık sık verilen kısa molalar dikkat süresini artırabilir” şeklinde konuştu.
İş Birliği Başarıyı Artırıyor
DEHB tedavisinde ilaç kullanımının yanı sıra ailelerin ve öğretmenlerin iş birliği içinde olmasının büyük katkı sağladığını belirten Dr. Günaydın, erken tanının ve doğru yaklaşımın önemine dikkat çekerek, “Her beyin farklı çalışır.
Önemli olan bu farklılıkları anlayarak doğru yöntemlerle desteklemektir. Bu şekilde DEHB’li çocuklar kendi potansiyellerini ortaya koyabilir” ifadelerini kullandı.
Hastane yetkilileri, toplumda bu konuda farkındalığın artırılmasının ve doğru bilgilendirmenin çocukların gelişimi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
