Sabah Gazetesi Köşe Yazarlarından Arife Ünüvar Bugünkü Köşesinde Hari Ülgen`e yer verdi. İşte o yazı
1956 yılında Şanlıurfa topraklarında bir çocuk dünyaya gelmişti. Zorlu yıllardı o yıllar. Her şeye rağmen onunda mutluluğu hafta da bir kez eve yırtılmış bir ayakkabı ve çamurlu bir el yüz içinde gelmekti.
Zordu ama hayat eğlenceliydi. Onun futbol sevgisi toz toprak çamur dinelemezdi. Annesi ve babası kesinlikle futbol oynamasını istemeyince ağabeyi Osman Ülgen ellerinden tuttuut ve onu adeta İstanbul’a kaçırdı. Ogünlerde hayatında neler yaşayacağını hayal dahi edemememişti İstanbul Sporda aşlayan seçmelerden sonra Beşiktaşın alt yapısında futbol hayatı başlıyordu. Derken 29 yıllık futbol hayatında 20 kez milli oldu. 4 kez gol kralı oldu. İki sezon boyunca sarı kart görmediği için İki kez Fair Play ödülü aldığı gibi birde eline değen topa gol kararı veren hakeme dönüp bu golu sayamazsınız top elime değdi ve dürüstlüğü ile bir kez ilgi odağı oldu.
Eski günlerde forma aşkıyla gururla oynardı. Şu günlerde Dünya’nın en çok kazandıran mesleği bu meslek oldu ya Futbol nedir derseniz size şöyle cevap verirler. Para Para Para
İllaki Napolyon olmaya da gerek yok. O günlerde para yoktu ama ağırlıkları vardı. Toprakta tozda çamurda oynardı. Şimdi çim yada halı saha var. Neden futbol da yetenekli oyuncumuz yok deniliyorya. Bu meslekte gönül verenlere diyeceğim şudur. Çalışın Çalışın çalışın. Onu tanıyanlar bilirler ki o sadece yılların eskitemediği bir futbol adamı değil aynı zamanda bu camia için bir gönül adamı bir sevgi insanıdır. Hep daha iyiyie daha güzele demesinin hayata güzel bakmasının sebebi nedir sormadık bile. Nedeni güzel Urfanın Güzel İnsanı olmasındandır. O Türkiye Kupasının Urfada oynanmasının özel ismidir. Adımı Hayri Ülgen