Ömer Çapan


BİR MİLLETİN KADERİNİ DEĞİŞTİREN SALÂLAR VE İMAMLAR...

Herkes bilmelidir ki, din görevlileri; imam ve müezzinler sabaha kadar okudukları salâlarla 15 Temmuz gecesinin kahramanları ve gazileridirler. Bir milleti başarılı kılan silah ordusu ve duâ ordusudur. 15 Temmuz gecesi silah ordusu darbecilerle cephede savaşırken, dua ordusunun parçası olan imamlarımızda okudukları salâlarla cepheyi boş bırakmamış, Allah'ın yardımıyla zaferin kazanılmasına vesile olmuştur.


 

Öyle bir gece düşünün ki, 'emin'ler 'hâin' olmuş. Tehlikeyi dışarıdaki düşmandan beklerken en yakınlarından, en güvendiklerinden gelmiş. İyiliğinin yapmadığın veya kötülük yaptığın kimselerden çekinirken, en büyük tehlike kendisine iyilik yaptığın, devletin bütün imkanlarını önüne serdiğin, bulundukları her platformda VIP muamelesi gösterdiğin, sadece yurt içinde değil yurt dışında bile koruyup kolladığın, ancak tüm bunlara rağmen sana karşı kin ve öfkesini biriktirmiş, siyonist güçlere ve onların istihbarat uzantılarına uşaklık etme pahasına içerden ihanet planları yapmış, başta vatan toprakları, bayrak, namus, din ve ezan olmak üzere bütün mukaddes değerlerimizi çiğnetmek üzere 15 temmuz 2016 gecesi uşaklık yaptığı Haçlılar adına darbe girişiminde bulunmuş bir ihanet çetesi: 'FETÖ'...

 

15 Temmuz gecesi, darbeciler tarafından, halk ile halkın bağrından çıkan biricik ordumuz, adını Sevgili Peygamberimiz sav'den alan 'mehmetçik' karşı karşıya getirilmeye çalışılmış, halkın iradesini temsil eden TBMM bombalanmış, yollar, köprüler kapatılmış, halkın iletişim kanalları sabote edilmiş, tanklar caddelere çıkarılarak darbeye direnen vatandaşların üzerine sürülmüş, savaş uçaklarından halkın üzerine bombalar yağdırılmış, 'Canından geçmiş ancak vatanından asla vazgeçmemiş' başta asker ve polis olmak üzere yüzlerce kardeşimiz şehit edilmiş, binlercesi yaralanarak gazı rütbesine yükselmiş…

 

İşte bir milletin topyekûn genciyle yaşlısıyla, kadını erkeğiyle, ölüm kalım savaşı verdiği 15 Temmuz gecesinde, silahların, bombaların ölüm kustuğu, dostun maskesini indirip en azılı düşman olarak saldırdığı o gecede herkesin: "Bugün bize kim sahip çıkar, bizi bu hainlerin elinden kim kurtarır, alçakların planlarını kim bozabilir?" diyerek bir yardım eli aradığı, sözde müttefik Haçlılar'ın ülkemizi bölme ve paylaşma planları yaptığı o gecede, imdadımıza, çaresizliğimize ve yardım çığlığımıza, Anadolu'nun dört bir yanında, minarelerden yükselen, imanlı gönülleri coşturan, kaybettiğimiz değerleri bizlere yeniden hatırlatan, hocalarımızın kalplerimize işleyen içli nağmeleriyle okudukları Muhammedî salâların sesleri yükseliverdi. Gökyüzüne yükselip gecenin karanlığını yırtarcasına yükselen sala sesleri mü'minlere cephane, zalimlere ve hainlere ise adeta mermi olup üzerlerine yağmıştı… Okunan SALÂLAR yerdekiler ile göktekiler arasında köprü kurmuştu adeta. Minarelerden yükselen SALÂ sesleri o kadar etkiliydi ki, sadece yerdekileri değil göktekileri de harekete geçirmişti. Yeryüzündeki Muhammedî'lerin mukaddesat uğruna verdikleri destansı mücadeleye kayıtsız kalmadı gökteki melekler. Allah CC, o gece melek'lerini akın akın yeryüzüne göndermiş, melekler bizlerle aynı safta, vatan ve din düşmanlarına karşı savaşmıştı. Olayın şahitleri hala hayatta elhamdülillah. Yoksa başka türlü yalın ayak, silahsız jetlere ve tanklara karşı nasıl karşı koyulabilirdi Allah'ın yardımı olmadan. Evet yardım geldi, İslam'ın son kalesi düşmesin, iki milyarlık ümmetin umudu kırılmasın diye… 15 Temmuz gecesi doğru zamanda doğru adrese yöneldi mü'minler… Zaten bizzat yaşayarak şahit olduğumuz 15 Temmuz gecesi Allah'tan başka kim yardım edebilirdi ki bizlere? Kim kurtarabilirdi ki bizleri etrafımızı saran düşman ateşinden ve içimizdeki ihanet şebekesinin kurşunlarından, bombalarından.? Hem hangimiz evimizden çıkarken helallik almadan çıktık o gece.? O gece sadece bir örgüte, bir devlete karşı savaşmadık, yedi düvele karşı savaştığımızı darbeden sonra anladık. 

 

Salâlar; sesimizi göklere ve onun sahibine ulaştırdı.

Salâlar; kalplerimizde küllenen iman ateşini yeniden alevlendirdi.

Salâlar; bizlere cesaret verdi.

Salâlar; göklerden yardım görmemize vesile oldu.

Salâlar; bizlere renklerimiz, dillerimiz farklı olsa da millet olduğumuzu, ümmet olduğumuzu hatırlattı.

Salâlar; vatan sevgisinin ne olduğunu gösterdi.

Salâlar; bizlere fedekarlığı, şehadeti öğretti.

Salâlar; son olarak camilerin ve ezanların Allah'ın izniyle bir milletin kaderini değiştirebilecek kadar büyük bir etkiye sahip olduğunu gösterdi.

 

Şer güçler ve fitne ocakları bunu çok iyi biliyordu ve bundan dolayı 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasında başrol durumunda olan "Din görevlileri"ni Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren gerek sinemalarda, tiyatro sahnelerinde, sanat adı altında canlandırdıkları uygunsuz, ahlaksız, kirli ve paspal rollerle, gerekse de direk iftira at izi kalır tarzında sözlü ve yazılı olarak saldırılara maruz kalmaktadırlar. Milletimizin ortak değeri, maneviyat önderlerimiz olan din görevlilerimizi ve temsil ettikleri makamları yıpratarak İslam toplum üzerindeki etkisini yok etmeye çalışıyorlar ancak nafile. Bu planlı ihanet girişimine asla alet olmamalıyız.

 

Herkes bilsin ki, din görevlileri; imam ve müezzinler sabaha kadar okudukları salâlarla 15 Temmuz gecesinin kahramanları ve gazileridirler. Bir milleti başarılı kılan, silah ordusu ve duâ ordusudur. 15 Temmuz gecesi silah ordusu darbecilerle cephede savaşırken, dua ordusunun parçası olan imamlarımızda okudukları salâlarla cepheyi boş bırakmamış, Allah'ın yardımıyla zaferin kazanılmasına vesile olmuştur. 

 

Bu vesile ile söz konusu vatan ise gerisi teferruattır deyip vatan için canını feda ederek şehadete ulaşan tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimizi de hürmetle selamlıyorum. 

 

Esselatu vesselâmu aleyke Resûlallah…

Esselatu vesselâmu aleyke Habiballah…

Esselatu vesselâmu aleyke Seyyidel evveline Vel ahirin…