(İçki-Uyuşturucu-Kumar-Sigara)
‘’Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz.’’ (Maide, 5/90)
Allah Teâlâ, insanın sağlığına zarar veren her şeyi haram kılmış ve yasaklamıştır.
İçki:
Aklın sıhhatli düşünme ve muhakeme yeteneğini gideren, sarhoşluk denilen hale sebep olan içeceklerdir.
İçki, fuhuş, bali, tiner ve kumar bu kötü alışkanlıklardan sadece bir kaçıdır.
İçkinin zararları ve haramlığı hakkında Kur`an-ı Kerim`de şöyle buyrulmaktadır..
“Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları menfaatlerinden daha büyüktür.” (Bakara, 2/219)
“Ey mü’minler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın” (Nisa, 43) âyeti nazil olmuştur.”
“Ey mü’minler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durunuz ki, kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 5/90)
``Şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah`ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (Maide, 5/91)
Şarap dışındaki sarhoşluk verici içkilerin de şarap hükmünde olduğu, yani onların da haram olduğu Peygamberimiz tarafından bildirilmiş ve haramlığı hakkında şöyle buyurulmuştur:
“Sarhoş edici her içki haramdır.” (Buhari, Eşribe, 235)
Bir başka hadisinde de şöyle buyurmaktadır:
“Çoğu sarhoşluk veren her şeyin azı da haramdır.” (Tirmizi, Eşribe, 3/1788 )
Toplumu ahlaki çöküntüye ve sosyal felaketlere sürükleyen, toplum içinde onulmaz yaralar açan, yuvaları param parça eden, toplum binasının temeline dinamit koyan içkinin zararlarını şöyle sıralayabiliriz:
İçki insanın bedenine zarar verir. Alkol insanın bünyesinde başta sinir sistemi olmak üzere birçok tahribata sebep olmaktadır.
Bu problemler direkt ve en direkt olarak onlarca çeşittir.
Burada kısaca ana başlıklarla verelim.
1. Sindirim sistemindeki tahribatlar neticesinde siroz, mide ülseri, gastrit, pankreas, yemek borusu ve 12 parmak bağırsağı iltihabı başta olmak üzere birçok mide rahatsızlığının sebebi olarak alkol kabul edilmiştir.
2. Kalbin can düşmanı alkoldür. Kalp yetmezliği, kalpte büyüme, kalp atışlarında düzensizlik ve hipertansiyonun en önemli sebeplerinden birisi alkoldür.
3. Kanda meydana getirdiği tahribatlar ise kansızlık, tüberküloz ve kansere çeşitli vesilelerle yardımcı etken olmaktadır.
4. Kaslarda erime ve zayıflama özellikle uzun süreli içki kullanımında insan bünyesinde içkiden oluşan başka bir zarardır.
5. Alkol beyinde bulunan santral sinir sisteminin baş düşmanıdır. Özellikle el ve ayaklarda bulunan sinirler hasara uğradığında titreme olur buna vitamin eksikliği de eklendiğinde organik beyin rahatsızlıkları da olur.
6. Alkole bağlı olarak B 12 gibi bazı vitaminlerin eksikliği sonrasında ise; anemi, beriberi gibi hastalıklar oluşur.
7- Özellikle hamile kadınların alkol alması, büyük bir ihtimalle doğacak çocuğun sakat doğmasına neden olmanın yanında, böylesi çocuklar içki kullanmayan ailelerin çocuklarına oranla 2–3 kat daha fazla potansiyel suçlu olmaktadırlar.
8. Bunama ve şuur bozukluğunun en önemli etkenleri alkoldür.
9. Bunların haricinde alkol zehirlenmesi, uyku bozukluğu, vücutta oluşan aşrı stres, sıkıntı panik, huzursuzluk, depresif mizaç bozukluğu gibi daha birçok rahatsızlıklar hem alkolün kişi bünyesinde meydana getirdiği rahatsızlıklardır.
Yüce Mevla bu bedenimizi ve sıhhatimizi lutfundan bir emanet olarak vermiştir ama bu emaneti de korumamızı emrederek bedene ve sıhhate gelecek zararlardan da korunmamızı istemiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:
“Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın” (Bakara, 2/195)
Sevgili Peygamberimiz de;
“Zarar vermek de zararı zararla karşılamak da yoktur.” (İbn Mace, Ahkam, 2331)
Hadisinde kişinin hem kendine hem de başkalarına zarar vermesini yasaklamaktadır
Uyuşturucu:
Az önce de ifade ettiğimiz gibi Kur`an-ı Kerim`de haram olan bütün içkiler sayılmamış, kötü, pis ve insan sağlığına zararlı olan her şey yasaklanmıştır. Peygamberimiz hadislerinde bir nitelikten söz etmiş, bu nitelik de kendisinde "sarhoş etme ve uyuşturma" niteliğidir. Bu nitelik kendisinde bulunan her şey haramdır. Esrar, afyon, kokain, eroin ve morfin gibi maddelerde de bu nitelik bulunduğu için bunlar da yasak kapsamındadır. Hatta bunlar alkollü içkilerin etkisini fazlası ile taşımakta, zararları da etki ölçüsünde daha çok olmaktadır. Bu uyuşturucu maddelerin en önemli ve ortak özelliklerinden birisi, çok az miktarda alınmaları halinde bile kısa zamanda alışkanlık yapmalarıdır.
Bir defa olsun onu kullanmaya başlayanların bir daha ondan kurtulmaları çok zordur. Bunun örnekleri televizyon ekranlarına ve basına yansımakta, seyredenleri dehşete düşürmektedir.
Uyuşturucunun kötü bir sonucu da aile hayatını yıkması ve sosyal ilişkileri yok etmesidir. Uyuşturucu bağımlısı ailesine, çocuklarına akraba ve komşularına, toplumuna, hatta insanlığa karşı sorumluluk duygusunu kaybeder. Tek aradığı şey uyuşturucudur. Onu bulmak için feda etmeyeceği hiçbir şey olmaz. Çünkü onun için hayatta hiçbir şey değer taşımaz.
Ne acıdır ki uyuşturucu müptelası insan, uyuşturucu almak için para bulamadığında hırsızlık etmekten, adam öldürmekten ve maalesef namusunu satmaktan bile çekinmez.
İşte bunun içindir ki, insana büyük değer veren dinimiz uyuşturucunun her çeşidini yasaklamış, alım ve satımını caiz görmemiştir.
İslam’ın bizler için yasak ve haram olarak kabul ettiği zararlı alışkanlıklarının sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
Bilgisizlik: Tehlikeden habersiz ve bu sebeple konuyu hafife almak.
Özenti: Özenti sergilemede en önemli payın medyaya ait olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Merak: Denerim, bırakırım kafası. Fakat bir veya iki deneme genci belki de dönüşü olmayan yola sokmaya yeterli gelmektedir.
Moda: Çevreye uyma havası... Bozuk çevre ve hasta toplum. Bilindiği gibi hastalıklar da insandan insana kolaylıkla geçebilir.
Gençlerdeki manevi boşluk, inanç zaafı.
Bozuk aile ve hasta toplumdan kaynaklanan güvensizlik duygusu.
Gelecek karşısındaki kaygılar strese, sıkıntıya ve yalnızlığa itiyor.
Aile yapısındaki bozukluklar, geçimsizlikler. Ahlaki manevi zaaflar. Yine ailelerdeki ekonomik bozukluklar çoklukla normaliteyi bozar.
Bilhassa yokluktakini bunalıma ve intihara, varlıktakini şımarıklığa, taşkınlığa, tahribe yöneltir.
Eğitimdeki zafiyet, yetersizlik ve yanlışlıklar iten temeldeki sebeplerdir.
Rasulullah efendimiz müslümanların hem dinen kuvvetli olmalarını, hemde bedenen kuvvetli olmalarını isteyerek şöyle buyurmuştur:
“Kuvvetli mümin zayıf müminden hayırlı ve Allah katında daha sevimlidir.” ( Müslim, Kader, 8 )
Önemli uyarı:
Yazılı ve görsel basında da gördüğümüz gibi zararlı alışkanlıkları kullanma yaşı her geçen gün gittikçe düşmektedir.
Yapılan araştırmalara göre zararlı alışkanlıkları kullanma yaşı ilkokul yaşlarındaki çocuklara kadar inmiş durumdadır.
Bunun sebebi yukarıda değindiğimiz nedenler olmakla beraber çocuklarımızın okul içindeki ve dışındaki arkadaşlarıdır. Onun için çocuklarımıza göz kulak olalım ve onları kötü çevre ve arkadaşlardan korumaya çalışalım.
Kumar:
Söz konusu içki, kumar ve zararlı alışkanlıkları yasaklayan Maide 90. ayetinde men edilen hususlardan birisi de kumardır.
İnsanın maneviyatını kirleten ve ruhunu karartan kumar illeti İslam’ın yasakladığı ve şiddetle karşı durduğu haramların başında gelmektedir.
Her çeşidi İslam tarafından yasaklanan kumar illeti birçok zarar ve nedenden dolayı yasaklanmıştır. Bu yolla kazanılan para da haram kılınmıştır.
Bu yasaklamanın birkaç nedenini şöyle sıralayabiliriz.
Kumar, insanı meşru kazanç yollarından uzaklaştırır.
Oysa İslam temiz ve helâl olan rızkı yememizi emrediyor.
Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır. (Bakara, 2/168)
Bu helâl ve temiz rızkı elde etmenin, ticaret, ziraat ve sanat gibi çeşitli meşru yolları vardır. Bu yollardan birisiyle kendimizin, çoluk çocuğumuzun geçimini sağlamalıyız. Sonra da bize verdiği bu temiz ve helal rızıktan ötürü Allah`a şükretmeli, o kazancın bir kısmını da Allah için yoksullara vermeliyiz.
Bundan dolayı kendimizin ve ailemizin geçimini temin etmek için daima helal lokma peşinden koşmamız lazım. Kumar, faiz gibi hasız ve İslam tarafından yasaklanmış kazançlardan kaçınmamız gerekir.
İslam’a göre Kumar, meşru olmayan bir kazanç yoludur. Çünkü kumarda kişi kazanırsa başkasını, kaybederse kendisini zarara uğratır. Başkasının zararına sebep olan bir kazanç, helal kazanç değildir.
Başkasına zarar vermeden kazanmak varken bu yolu seçmek elbette doğru olmaz.
Yine Kur`an-ı Kerim, içkide olduğu gibi kumarda da şeytanın aramıza düşmanlık sokacağı ve bizi Allah`ı anmaktan ve namazdan alıkoyacağını ifade etmektedir.
Mal canın yongasıdır. Parasını bir anda kaybeden kimse bunalıma girer. Oyun arkadaşlarıyla kavgaya tutuşur ve bu kavga çoğu zaman cinayetle sonuçlanır.
Ayrıca kumar oynayan kimse en değerli varlığı olan zamanını boşa geçirecek ve yükümlü olduğu ibadetlerini zamanında yapamayacaktır. Aynı zamanda Kumar, kişinin sağlığını da olumsuz şekilde etkiler.
Kendini kumara verip, çocuklarını haram lokma ile besleyen kişi aynı zamanda toplumun geleceği olan çocukları ile de ilgilenemez. Neticede sorunlu ve suçlu çocukları topluma sunmuş olmaktadır.
Bu davranışta hem toplum hem de ülke açısından tehlikeli bir davranıştır. Onun için kendimizi, ailemizi, ehlimizi Kur’an’ın ifade ettiği gibi:
“Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyalım.” (Tahrim, 66/6)
Sigara:
Bağımlılıkların en yaygını ve belki de üzerinde en çok konuşulanı sigara bağımlılığıdır. Batı’da yaklaşık on asırlık bir geçmişi bulunan tütün ve sigara XV. yüzyıldan itibaren yenidünyadan İslâm dünyasına da sirayet etmiştir.
Sigara insan vücudunda bağımlılık meydana getirmekte, kurtulunması giderek güçleşen bir alışkanlık halini almaktadır. Ağız, boğaz ve üst solunum yollarında tahribata, mide ve kalp hastalıklarına, damarlarda, sinirlerde fonksiyonel bozukluklara yol açmakta olan sigaranın kanserle de yakın bağlantısı vardır.
Sigara içmenin meydana getirdiği ağız, beden ve çevre kirliliği, diğer şahıslara verdiği eziyet de çok ciddî boyuttadır. Öyleyse sigaranın bu kadar zararlı olmasından dolayı, acaba sigaranın İslâm dinindeki hükmü nedir?
Bu konuda son dönem İslâm bilginleri sigarının dînî hükmü konusunda üç gruba ayrılmışlardır.
1- Sigara hakkında dinde açık bir hüküm bulunmadığını, açık bir yasak gelmediğini ileri sürerek, sigarının mübah olduğunu söyleyenler.
2- Bir grup İslâm bilgini ise sigara içmeyi doğru bulmamakla birlikte mekruh olduğunu söyleyenler.
3- Diğer bir grup ise sigara içmeyi özellikle tiryakilik derecesinde sigara alışkanlığını; sağlık açısından zarara ve ekonomik yönden israfa yol açtığı, nafaka yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle haram diyenler.
Bu kötü alışkanlıklar insana dini yönden, sağlık yönünden, aile, toplum, ülke, hatta tüm insanlık açısından zararlı olduğu açıktır.
İslam dini, bütün bu zararlı alışkanlıkları yasaklamıştır. İslam’ın yasakladığı bu illetlerin hiçbirini bir müslüman olarak yapma salahiyetimiz olmadığı gibi müslümanların bu günkü durumları ve geri kalmışlığı ortadayken hiçbir müslümanın içki, eroin, afyon… gibi zararlı alışkanlıklarla sıhhatini, bedenini, aklını bozmaya, kıymetli zamanını bunlarla uğraşarak boşa geçirmeye, ailesinin nafakasını bu illete sarf etmeye hakkı yoktur.
Cenab-ı Hakk nefsimizi ve neslimizi her türlü sapıklıktan korusun.
Bizleri Sırat-ı Müstakim’i üzere daim eylesin. (Amin)