Ömer Çapan


YAZ KUR'AN KURSU'NDA HAMURA SU KATMAYIN

“Doğan her çocuk İslam fıtratı üzere doğar. Daha sonra anne babası onu ya Yahudi, ya Hristiyan ya da Mecusi yapar “ (Buhari, Cenaiz, 92)


        Yaz Kur'an kursları 01 Temmuz pazartesi itibarıyla yani yarın, Diyanet İşleri başkanlığımıza bağlı bütün camilerde ve Kur'an kurslarımızda başlamış olacak. Rabbim yazımızı Kur'an'la bahara döndürsün, ömrümüz Kur'an'la bereketlensin, kalbimiz onunla nurlansın, çocuklarımız Kur'an'la ahlaklansın inşallah.

 

    Allah'ın emaneti olan çocuklarımızı Kur'an kurslarına ve camilerimize yönlendireceğiz. Yalnız yönlendirirken de hamurlarına su katmamaya dikkat edelim lütfen. Çünkü un ne kadar kaliteli olursa olsun, dünyanın en iyi ekmek ustasına da teslim etseniz eğer yoğurduğunuz hamura aşırı su katmışsanız o hamurdan iyi ekmek olmaz. Ve o ekmek ocağa atılınca ya ham kalır, ya da yanar. Anlayacağınız her iki halde de yenmez.!

 

Biliyorum ekmeğin çocuklarımızla ne alakası var diyeceksiniz. Söyle ki Allah Celle celalühü çocuklarımızı İslam fıtratı üzere yaratmıştır. Hadis-i şerifte Allah resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Doğan her çocuk İslam fıtratı üzere doğar. Daha sonra anne babası onu ya Yahudi, ya Hristiyan ya da Mecusi yapar “ (Buhari, Cenaiz, 92) 

 

Bu temiz fıtratlı çocuklarımızı yaz Kur'an kursuna camiye getiriyoruz. Ve çocuklarımızın Kur'an'ı öğrenen, okuyan, seven ve yaşayan birer müslüman olmalarını istiyoruz. Küçüklerini seven, büyüklerini sayan, şefkatli, merhametli, milli ve manevi değerlerine bağlı, dürüst ve güzel ahlaklı bir kişilik kazanmalarını istiyoruz. Beytullah'ın birer şubesi olan camilerin gölgesinde her türlü kirden ve günahlardan arınmış olarak yetişmelerini istiyoruz. Yani tabiri caizse kaliteli bir unla, iyi bir ustanın elinde kıvamında bir yoğurma ve iyi bir pişirmeden sonra iyi bir ekmek çıksın istiyoruz… 

 

Madem öyle, bunun için, eğer kaliteli bir ekmek, yani salih bir evlat istiyorsak su katmayacağız demiştim…

 

-Nasıl mı..? 

-Yaz Kur'an kurslarına gönderdiğiniz çocuklara haram lokma yedirmeyeceksiniz, 

-Haram giydirmeyeceksiniz, 

-Harama baktırmayacaksınız, 

-Haram duyurmayacaksınız, 

-Yalan söylemeyecek ve söyletmeyeceksiniz… 

 

 Kur’an Kursu’ndan eve gelen çocuğunuza temiz bir ortam oluşturacak, camide aldığı egitimin devamını evde sağlayacaksınız. Kur'an kursunda öğrendiklerini uygulama alanı oluşturarak böylece çocuğumuzun olumlu anlamda değişimine ve gelişimine katkıda bulunacaksınız. 

 

       Bu saydıklarımı yapmayan birçok Veli yaz Kur'an kurslarında çok kısa bir sürede hem hafif tabirle yaramaz ve şımarık olarak yetiştirdikleri, fikri ve ahlaki olarak kirlenen çocuklarını getirerek kursun bitiminde adeta bir evliya gibi çocuklarını almak istiyorlar. Orada burada şöyle dediklerine şahit oluyoruz ve duyuyoruz; “Efendim ben oğlumu/kızımı yaz Kur'an Kursu’na gönderdim ama hiçbir şey öğretmediler, namaza alışmadı, Kur’an'ı öğrenmedi, yalanı terketmedi vb.” Şunu bilmelidir ki, tedbir alınmadan ve gereği yapılmadan böyle bir beklenti içinde bulunmak beyhudedir, anlamsızdır. Örnek verecek olursak okulda başarılı olan her öğrencinin başarı hikayesine bakınca, bu öğrencilerin ders konusunda ya evde ya da özel dershanelerde veliler tarafından desteklendiğini göreceksiniz. Dünyada çocuklarının iyi bir okulda okumaları için maddi ve manevi hiçbir fedekarlıktan kaçınmayan anne babaların, evlatlarının ahiret mutluluğunu sağlayacak Kur’an eğitimi için de fedekarlıktan kaçınmamaları gerekir. 

 

    Son olarak hiç bir hocanın elinde sihirli değnek olmadığını unutmayalım ve çocuklarımızı ve kendimizi ayeti kerimenin tabiriyle “yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun” emrini yerine getirmek için güçlü bir irade ortaya koyarak bu yaz hem kendimize hem de çocuklarımıza bir iyilik yaparak Kur’an’la tanıştırıp, yakınlaştıralım… 

 

    Şunu unutmayalım ki; “Sözlerin en doğrusu Allah'ın kitabıdır. Yolların en güzeli Muhammed sav ‘in yoludur.” (Nesâi, İdeyn,22)

 

Selam ve duâ ile…