Ömer Çapan


YENİ YILDA HAZIR MIYIZ HİCRET ETMEYE...

“Hakiki muhacir; Allah'ın yasak kıldığı şeylerden kaçan, onları terk edendir.” (Buhari, İman,4)


       Yine bir hicret yılı geldi. Hayatımızdan bir yıl daha eksilttik, bir yıl daha yaşlandık ve bir yıl daha yaklaştık mukadderatımıza. Hicri yıl hem bir yılı geride bıraktığımızı hem de yeni bir yıla daha başlayacağımızı gösteriyor. Bir yılı geride bırakmak… hatalarımızı kusurlarımızı, bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz günahları… yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı ve yine yapmamamız gerekirken yaptıklarımızı… Hicri bir yılı geride bırakırken acaba tüm olumsuzlukları da geride bırakabilecek miyiz… Bırakabilecek miyiz bize kötü alışkanlıklarımızı. Bütün işlediğimiz günahlar için pişmanlık duyabilecek miyiz günahlarımız için iki damla gözyaşı dökerek, onları tövbe silgisi ile sildirebilecek miyiz? Bir daha aynı yanlışları yapmamak üzere söz vererek, hızlıca harekete geçebilecek miyiz… 

 

Allah'ın rahmet elçisi Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ve onun sadık dostları gibi İslam'ı yaşayabilmek Allah'a imanımızı cihana cihana haykırmak için, candan, maldan, mülkten, makamdan, ünvan'dan dahası rahatımızdan vazgeçebilecek miyiz… Şirkin, riyânın (iki yüzlülük), yalanın, haramın bataklığında tevhidin düzlüğüne çıkabilecek miyiz.. Ellerimizle yaptığımız ve tapacak kadar içimizde büyüttüğümüz putlarımızı kırabilecek miyiz… Cahiliyenin karanlığına gömülen hasedin, kinin, kendini beğenmişliğin, zulmün hakim olduğu şehirden, Nebiler yurduna sıddıklar yurduna muhsinler yurduna gidebilecek miyiz… Gönül coğrafyamızı İslam'ın hayat veren öğretileriyle yeniden ihyâ edebilecek miyiz… 

 

Şeytanın değişimi engellemek için önümüze kurduğu tuzak olan; “Acaba toplum (ailem, akrabalarım, arkadaşlarım, çevrem) hakkımda ne düşünür, filankes bana ne gözle bakar” diyenleri umursamadan, “Benim için önemli olan onun bunun hakkımda ne düşündüğü değil, Rabbimin hakkımda ne düşündüğüdür.” diyerek kendimizi değiştirmeye ve dönüştürmeye hazır mıyız… 

 

Yeni bir hicri yıla girerken; Hicret; değişim ve dönüşümdür. Hicret sadece mekan değişikliği Yani bir yerden bir yere gitmek değildir. Hicret inancın düşüncelerin dahası hayatın tümden değişmesidir. İşte böylesine zor ve anlamlı değişimi gerçekleştiren müslümanın adı da muhacir” dir. 

 

   Cenabı Allah bu konuda şöyle buyuruyor: “İman edenler, hicret edenler ve (onları yurtlarında barındırıp) yardım edenler (var ya,) işte bunlar hakiki müminlerdir onlar için bağışlanma ve pek değerli bir rızık vardır.” (Enfal:74)

 

Hicret iman edenlerin imanlarını ortaya koymak ve imanlarının gereğini yapmak için yeryüzünde gerçekleştirdikleri kutlu yürüyüş. İman davası uğruna can dahil her şeyden vazgeçebilme mesajı. 

 

Ne mutlu böyle bir mesajı bile bilenlere ne mutlu Allah'a iman yolunda tüm şeytani ve nefsani arzulardan vazgeçebilenlere..

 

Son olarak şunu da bilelim ki, hicret mutlaka yer değişikliği değildir ve muhacir de sadece yerini yurdunu değiştiren değildir. Allah resulü sallallahu aleyhi ve sellem gerçek muhaciri şöyle tanımlıyor: “Hakiki muhacir; Allah'ın yasak kıldığı şeylerden kaçan, onları terk edendir.” (Buhari, İman,4) Zor olan mekânı değiştirmek değil, kendini değiştirebilmektir. Bir yılı geride bırakmak değil, kötülükleri bırakabilmektir. Yine asıl olan nefsin arzularından uzaklaşıp, Allah'a yakınlaşabilmektir. 

 

Bizlerde bugün hicri 01 Muharrem 1446 (miladi 07.07.2024) yeni bir yıla girerken evimizden, barkımızdan, eşimizden dostumuzdan, aşımızdan işimizden uzaklaşmak için değil, Yüce Allah'ın yasakladığı herşeyden önce fikren, sonra da pratikte uzaklaşmak ve böylece gerçek muhacir olmak” ve hicretin ruhunu hissetmek için bugünü başlangıç ilan etmeliyiz. 

 

Selam olsun hicretle şereflenenlere…

Sealm olsun gerçek muhacirlere… 

Salatü selam olsun Muhacirlerin rehberi, insü cin peygamberi, insanların Seyyidi, Efendisi Hz. Muhammed Mustafa sav’e, onun muhacir arkadaşlarına ve ondan sonra kıyamete kadar Allah'ın dini için hicret eden tüm mücahid ve muhacirlere…